Kişiye göre değişen yani sübjektif bir kavram olduğu iddialarından dolayı ortak bir tanımının yapılıp yapılamayacağı tartışma konusu olan yaşam kalitesi her bilim dalı tarafından farklı biçimlerde tanımlanmıştır. Felsefecilere göre “en üst düzeyde erdem ve güzelliklere sahip olma veya insanın mükemmellik durumu” olan yaşam kalitesi, ekonomistlere göre maddi refahı, satın alma gücünü ve ekonomik imkanları açıklamaktadır. Psikologlara göre yaşam kalitesi insanın mutlu olması veya kendi ile barışık olmasıdır. Hekimlere göre ise yaşam kalitesi ağrısız ve sağlıklı olarak yaşamını devam ettirebilmedir. Dolayısıyla yaşam kalitesi bireyin öznel duygularını ve yaşamını, sosyal çevresini hissedişini, ekonomik koşullarını ve tüm bunlardan memnuniyet veya memnuniyetsizliğini ifade eden oldukça kapsamlı kavramdır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaşam kalitesini, bireylerin kültürel bağlamları içindeki yaşamlarını ve yaşamlarındaki değer sistemlerini ve hedeflerini, standartlarını ve ilgilerini algılamaları olarak tanımlamaktadır. Ayrıca yaşam kalitesini psikolojik durum, fiziksel sağlık, bağımsızlık düzeyi, çevresel özellikler, sosyal ilişkiler ve maneviyat olmak üzere altı alt alana ayırmaktadır.
Yaşam kalitesi bireylerde; günlük yaşam aktivitelerinin yeterli olup olmaması, temel gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmaması, yaşanılan yorgunluk ve bitkinlik hali, gelecek ile ilgili beklenti ve kaygılar, itibar görüp görmeme, seksüel fonksiyonlar, sağlık durumunun iyiliği veya sorunları, rahatlık ve konfora sahip olma, ekonomik ve sosyal güvence içinde olma durumu, yakın çevre ile ilişkiler, kendini ifade edebilme ve inanç gibi etkenlere bağlı olarak artmakta veya azalmaktadır.