İnsan vücudunda enerji üretilebilmesi için gerekli olan oksijen ve diğer maddelerin kan yolu ile hücrelere taşınması, insan vücudunun yapı taşları olan hücrelerin beslenmesi ve açığa çıkan artık maddeler ve karbondioksitin yine kan yoluyla hücreden uzaklaştırılması gibi amaçlarla gerçekleştirilen kan dolaşımının sağlanması için kalp bir pompa görevi görmektedir. Kalbin bu pompa işlevini yerine getirmesi sonucunda atardamar duvarında oluşan basınca kan basıncı adı verilmektedir.
Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç sistolik kan basıncını, istirahat halinde oluşan en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını meydana getirmektedir. Bunlara halk arasında büyük tansiyon ve küçük tansiyon adları verilmektedir. İşte hipertansiyon yani yüksek tansiyon ise damarlardaki kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Normal değerlerin ne olduğu ile ilgili literatürde farklı ölçütler mevcuttur ancak bugün Avrupa Hipertansiyon Derneği ile Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin 2007’de yayınladığı sınıflandırmaya göre sistolik kan basıncının 120-129 mm/Hg, diyastolik kan basıncının ise 80-84 mm/Hg arasında olması “normal” tansiyon değerleridir. Sistolik kan basıncının 140 mm/Hg’den fazla, diyastolik kan basıncının ise 90 mm/Hg’den fazla olması “hipertansiyon” olarak adlandırılmaktadır. Yapılan sınıflandırma detaylı olarak ise şöyledir:
